öncelikle bu tür soruları soranların iki çelişkisi var. birincisi zaten tanrıya inanmıyorlar ama sanki varmış ya da inanıyorlarmış gibi "niye izin veriyor" gibi bir soru sorabiliyorlar, aslında dertleri suçu başkasına atmak. ve herşey için birilerini suçlamak istediklerinde bile güyya o inanmadıkları tanrıya en azından kavramsal olarak ihtiyaçları var. ikincisi, sanki dünyada olup biten kötülüklerde insanın hiçbir payı yokmuş, tamamen pasif bir öğeymiş de hepsi tanrının yapıp ettikleriymiş gibi düşünüyorlar. bir de bu zihniyetteki insanlar insanın hayat üzerinde kendi iradesi olduğuna, aslında herşeyin insanın elinde olduğuna, bir tanrı ya da tanrısal bir varlığa gerek olmadığına inanan tipler. burda mesele gerçekten kötülüğün neden gerçekleştiğini anlamak ve bilmek mi, yoksa tanrının var olmadığı görüşünü doğrulamak, hatta biraz daha perçinlemek mi? ikiyüzlülük bu sadece. bu da yetmezmiş gibi etrafa gereksiz bir pesimizm ve ümitsizlik yayıyorlar.
dinlerle ilgili genel öğretilerin içerisinde fazla yer almayan ama bütün dinleri incelediğinizde en öz kısmında bulabileceğiniz şey şudur, insan tanrısal bir varlık yani tanrı insana kendi ruhundan üflemiş, onu kendi suretinde yaratmış. ve bunun en doğal getirisi de insanın özgür oluşu, bundan başkası da zaten düşünülemez. şu halde insan tanrıya inanıp inanmama özgürlüğüne de, muazzam iyiikler ya da muazzam kötülükler yapma gücüne de sahip. fakat şu da bir gerçek ki yaptığımız herşey bize geri döner ve biz kötülüğü beslemeye devam ediyoruz insanlık olarak. cehaleti, sorumsuzluğu, vahşeti, acımasızlığı.. ve bu bir momentum halinde büyümeye devam ediyor. tanrı bize hiçbir özgürlük vermeseydi ne anlamı olurdu ki, zaten insanlık genel olarak tanrının müdahelesini de istemedi, bundan nefret etti ve şu anki durum bu. ama tanrı hiçbir zaman insanı zorlamadı aslında, dedi ki "siz bilirsiniz" ama uyardı "bakın dikkat etmezseniz çok sakat bir yere gidebilirsiniz ve sizi ben bile kurtaramam"
şu da var, aslında kötülük ve acılar şeklinde genellediğimiz şeyler illa kötü olmak zorunda değil. en büyük kötülükleri görmüş insanlara bakın, onların içinden ya muazzam olgunlukta ve şefkat sahibi insanlar çıkar ya da ağır psikopatlar. özgürlüğün bedeli belki de bu, ama insanın gerçek anlamda gelişmek için başka şansı da yok. gerçi çok gereksiz acılar da var dünyada, hiçbir şekilde insanı geliştirmeyen. bu da tamamen bizim kendimizden kaynaklanıyor, tanrıyla bir ilgisi yok. bize verdiği aklı kullanamamaktan ya da hep kötü yerlere kullanmaktan.
birçok farklı açıdan bakılabilir bu konuya, mesela karma yasası diye birşey de var.. belki bu dünyanın bu kadar kötü bir yer haline gelmesine neden olan insanlar sonraki hayatlarında bunun karşılığını alıyorlar ve yaptıkları kötülükler onların da başına geliyor. bu durum gitgide daha kötüye giden sonsuz bir döngüye de işaret ediyor gibi, belki bir nedeni de bu bütün rezaletin.
çok temel bir sorun da şu, tanrıyı insandan ayrı düşünmek. hayır arkadaşım, tanrı senin dışında bir yerde değil en derininde, o sensin. tanrıyı suçlarken aslında kendini suçluyorsun. hatta şeytan da sensin melek de, mesele hangisi olmayı seçtiğin.
0